Söz nişan hazırlıkları başladı artık bizde :)
E hal böyle olunca araştırmalarda hep söze nişana yönelik bu ara. Ben yaptığım bu araştırmaları sizlerle burada paylaşıcam gün gün, an an o büyük güne kadar...
Umarım ki bu heyecanı yaşayan çiftlerimize bir parça yardımım dokunur.
Bugün tuzlu kahve olayından bahsetmek istedim. Söz olur, yüzük olur, bir damat adayı olur, Allah'ın emri olur da tuzlu kahve olmaz mı hiç?
Tuzlu kahve olayını bile şeker mi şeker hale getirmişler artık. Damadın fincanı daha bi özene bezene hazırlanır olmuş. Nasıl güzeller nasıl sevimliler. İnsanın alıp o tuzlu kahveyi içesi geliyor. Tabi ki burası şaka. Tuzlu kahve içilir mi ya?
Tuzlu kahvenin sevimlisi mi olurmuş? Diyorum ama tabi ki bu güzel gelenekten benim sevgilimde payına düşeni alacak. Ama şirin bir fincan ile ikram yapıp tadını biraz yumuşatmakta fayda var. :)
Henüz nasıl bir fincan olacağına karar vermedim. Araştırmalarım devam ediyor. Bir kaç modeli aşağıda göreceksiniz. Bunlardan bir tanesi olabilir. Yada o tarihe kadar başka bir fikir bulabilirim. Şuan bilmiyorum .Ama fincanımı mutlaka sizlerle paylaşıcam buradan.
Tuzlu kahve aslında damadın dayanıklılığını ve kızı ne kadar çok istediğini ölçmek için yapılır. Ama bu tuzlu kahve ile ilgili benim çok sevdiğim bir hikaye var. onu sizinle paylaşmak istedim hazır yeri gelmişken. Buyurun gerçek aşkla tanışmaya :)
Kiza bir partide rastlamisti.. Harika birseydi. O gün pesinde o kadar delikanli vardi ki.. Partinin sonunda kizi kahve içmeye davet etti. Kiz parti boyu dikkatini çekmeyen oglanin davetine sasirdi, ama tam bir kibarlik gösterisi yaparak kabul etti. Hemen kösedeki sirin kafeye oturdular. Delikanli öyle heyecanliydi ki, kalbinin çarpmasindan konusamiyordu. Onun bu hali kizin da huzurunu kaçirdi.. "Ben artik gideyim" demeye hazirlanirken, delikanli birden garsonu çagirdi..
"Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi.. "Kahveme koymak için.." Yan masalardan bile saskin yüzler delikanliya bakti..
Kahveye tuz!..
Delikanli kipkirmizi oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye basladi. Kiz, merakla "Garip bir agiz tadiniz var" dedi..
Delikanli anlatti:
"Çocukken deniz kenarinda yasardik. Hep deniz kenarinda ve denizde oynardim. Denizin tuzlu suyunun tadi agzimdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadi çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadi dilimde hissetsem, çocuklugumu, deniz kenarindaki evimizi ve mutlu ailemi hatirliyorum. . Annemle babam hala o deniz kenarinda oturuyorlar.. Onlari ve evimi öyle özlüyorum ki.." Bunlari söylerken gözleri nemlenmisti delikanlinin.. Kiz dinlediklerinden çok duygulanmisti.
Içini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmaliydi. Evini düsünen, evini arayan, evini sakinan biri.. Ev duyusu olan biri..
Kiz da konusmaya basladi.. Onun da evi uzaklardaydi.. Çocuklugu gibi.. O da ailesini anlatti. Çok sirin bir sohbet olmustu.. Tatli ve sicak.. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel baslangici olmustu tabii.. Bulusmaya devam ettiler ve her güzel öyküde oldugu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yasadilar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kasik tuz koydu, hayat boyu.. Onun böyle sevdigini biliyordu çünkü.. 40 yil sonra, adam dünyaya veda etti.
"Ölümümden sonra aç" diye bir mektup birakmisti sevgili karisina.. Söyle diyordu, satirlarinda..
"Sevgilim, bir tanem..
Lütfen beni affet. Bütün hayatimizi bir yalan üzerine kurdugum için beni affet. Sana hayatimda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.. Ilk bulustugumuz günü hatirliyor musun?.Öyle heyecanli ve gergindim ki, seker diyecekken 'Tuz' çikti agzimdan.. Sen ve herkes bana bakarken, degistirmeye o kadar utandim ki, yalanla devam ettim. Bu yalanin bizim iliskimizin temeli olacagi hiç aklima gelmemisti. Sana gerçegi anlatmayi defalarca düsündüm.
Ama her defasinda korkudan vazgeçtim.
Simdi ölüyorum ve artik korkmam için hiçbir sebep yok.. Iste gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanidigim andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pismanlik duymadan. Seninle olmak hayatimin en büyük mutlulugu idi ve ben bu mutlulugu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herseyi yeniden yasamak, seni yeniden tanimak ve bütün hayatimi yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da.." Yasli kadinin gözyaslari mektubu sirilsiklam islatti.
Lafi açildiginda birgün biri, kadina "Tuzlu kahve nasil bir sey" diye soracak oldu..
Gözleri nemlendi kadinin..
"Çok Tatlı..."
"Çok Tatlı..."
Bizim tuzlu kahve olayı çok kargaşaya gelmişti herkesin içinde içemedi ama yine de içirdik. Bide ben o kadar az atmıştım ki yani saysan tuzu sayardın :) Ona rağmen zar zor içti. Bende merak ettim tadı nasıl diye ay fena birşey :))
YanıtlaSilBen hiç Tadına bakmayı düşünmüyorum :) Birde bizde tuzlu kahveyi kardeşim hazırlamaya niyetleniyor. Sen nasıl benim ablamı alırsın die girişecekmiş Allah ne verdiyse... O yüzden başında beklemem lazım kardeşimin.. :) Yazık kıyamam zaten heyecan stres bide zehir gibi kahve :)
Sil